4 Ocak 2016 Pazartesi

ISIN-MA-K

Hemen hemen tüm futbolcular ısınmaktan nefret eder. Her ne kadar sakatlık riskini en aza indirmek için iyi bir ısınmanın gerekliliğinin farkında da olsak maalesef sevmiyoruz sevemiyoruz.Senelerdir bekliyoruz bir hap falan çıksında şu ısınma işi son bulsun diye ama İsviçreli bilim adamları henüz bir çare bulmuş değiller.Kolları çevir,topuklarını kıçına vur,yan yan koş,hafif tempo aç hoop ordan açma germeye geç ritmik takım halinde hareketler falan ooo yok yok bitmez arkadaş zaten üç kuruşluk enerjimiz var o da ısınmada uçtu gitti.Antrenmandan da saymazlar ısınmayı. Hoca antrenman süresini söylerken "ısınmayı saymazsak bir saat on beş dakikalık antrenmanımız var" der. Niye saymıyorsun arkadaş madem sayılmıyor niye yaptırıyorsun bırak evde yapıp gelelim.Bu kadar nefret etsek bile maç ısınmasının yeri ayrıdır. Bacaklar yağdan parıl parıl parıldar,saç baş yapılı,dövmeler görünücek şekilde ayarlı,olabilecek en karizmatik şekilde sahaya çıkılır. İki bilemedin üç tur koşulur o arada çaktırmadan taraftarlar kesilir.Tanıdık simalara gülümsenir. Sonra takım halinde hareketler başlar o esnada taraftar yumruk şov için tek tek tribüne çağırır. Önce duymamazlıktan gelirsin ki biraz daha yüksek sesle bağırsınlar.Öyle çokta beklenmez haa ayarını bileceksin. Dar alan oyuna geçilir.Arkadaşa bacak arası falan atılmaz rencide edilmez maç öncesi morali bozulmaz. Hafif ter çıksın yeter.Sonrasında karşılıklı uzun  toplara geçilir bir iki estetik hareket falan sıkıştırılır araya ve ısınmanın son kısımı başlar. Bu kısımda yedek kaleciye büyük iş düşer.Kaleye şut atan arkadaşlarından gol yemek için elinden geleni yapar. Soyunma odasına girmeden son motivasyonu o sağlar takıma.Geriye kalan deparlar prosedür gereği atıldıktan sonra taraftar son kez alkışlanır ve soyunma odasına gidilir. İyi ısınma beyler Haydi haydi haydi kazanıyoruz bugün!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder