23 Şubat 2016 Salı

HADİ İNŞALLAHHH

Toulon 20 yaş altı gençler futbol turnuvası 1967 yılından beri her yıl düzenlenen dünyanın en prestijli gençlik turnuvası. 2003 yılında bende bu turnuvada bulunma şansını elde ettim. Her ne kadar forma şansı bulamasamda orada olmak paha biçilmez oldu benim için. Ülkemiz adına başarısız bir turnuva geçirerek gruptan çıkamadık. O yılın şampiyonu, bizide 2-0 yenen Portekiz oldu. Bu gün baktığımızda o dönem ki kadromuzdan sekiz,dokuz oyuncunun futbolu bıraktığını;   geride kalanlardan Serkan Balcı, Semih Şentürk, TolgaZengin, İbrahim Akın dışındakilerin pek kayda değer çıkış göstermediklerini görürsünüz. Ülke sınırları dışına ise tek bir oyuncu çıkamadı. Fakat o dönemin Portekiz kadrosundan Ronaldo, Meirelles gibi oyuncular dünya yıldızı oldular. Hatta Mascheranolu Arjantin takımından 8 gol yiyen, bizimde 1-0 yendiğimiz İngiltere bile Glen Johnson gibi üst düzey bir oyuncu çıkardı. 
Ülkemizin 17-21 yaş arasında oynadığı milli maçlarda oyuncularımızın çoğunlukla diğer oyunculardan yetenek olarak üstün olduğunu görürsünüz. Fakat kültür düzeyimiz, mental gelişim yetersizliğimiz, antrenman bilimindeki eksikliğimiz en önemli gelişim evresinde oyunculara sınıf atlatamıyor. Günlük başarıya odaklı teknik direktörler genç oyunculara şans vermek yerine kalitesiz yabancı oyunculara yada daha önce denenmiş olmasına rağmen yaşlı yerli oyunculara forma veriyor. Ayrıca yıllardır içinde bulunduğum takımlarda bir kaç antrenör dışında genç oyunculara pozisyon almasını ya da nerde ne yapması gerektiğini öğreten birine de rastlamadım. Oyuncunun her şeyi kendiliğinden yapması bekleniyor. Bu okuma yazma bilmeyen birinin kitap okumasını beklemek gibi bir şey futbol için. Bu zihniyet sonucunda kısa zamanda öğrenilecek temel bilgiler uzun vadeye yayılıyor. 27-28 yaşında gelişimini tamamlayan çoğu oyuncu için artık herşey için çok geç oluyor. 20 yaşında gitmesi gerekirken 28 yaşında Barcelona'ya transfer olan Arda Turan bunun canlı kanıtıdır.  
Tüm bunlara rağmen son yıllarda yurt dışına gönderdiğimiz oyuncular ülke futbolumuzun gelişimi açısından umut verici. Özellikle Altınordu kulübünün akademi zihniyeti ve yerli oyuncuya olan inancı ezberleri bozmuş durumda. Federasyonumuz da tesis olarak yeni atılımlar yapmakta ve donanımlı antrenör yetiştirmekte kararlı görünüyor. 
On yıl sonra çok farklı bir genç nesil görmek, tüm dünyada söz sahibi olmak... 
Hadi inşallah!!!
 

3 yorum: